SEVGİ, MUHABBET VE TEVHÎD BİLİNCİ
- Efe Kaan Çakır
- 13 Nis 2024
- 3 dakikada okunur
Rahman,Rahîm ve Zülcelâl olan Allah'ın adıyla...
"Muhabbet bâb-ı anahtardır açar dîli elbet
Muhabbet ma'nevÎ bir güldür kokar meclis olur cennet..."
Bizler toplum olarak muhabbet, sevgi ve tevhîd bilincimizi maalesef ki kaybetmiş ve yitirmiş bulunmaktayız. Neden yitirdiğimiz, çok net ve şeffaftır; ÇIKARCI İLİŞKİLER kurmamızdan...

Birbirimizi Allah {Zülcelâl} için sevmedik, aile hayatımızda da bizâtihî bu durum mevcut. Bunları arttırabiliriz.. Muhabetsiz oluşumuz ve tevhîd bilincinden bir haber olmamızın sebebiyeti; Muhabbetsiz evliliklerin, muhabbetsiz bir toplumu doğurması..
"Yok onun eşinin başı açık,yok o solcu - sağcı, yok o şarabçı..." Yâ hu bizler kim oluyoruz ki adam kayırıyoruz! Peygamber Rasûl-î Zîşân efendimizin ilk muhatapları putperstler, münafık ve müşrikler değil miydi? Biz ne Peygamber Safîyullâhız ne de karşımızda ki putperest... bunu anlayamadık ve böyle yapa yapa tevhîd bilincimizle beraber muahbbet ve sevgi normlarını da kaybettik..
Tasavvufta "Ayn-ur Rızâ" ile sevmek diye bir tabir vardır. Yani bu ne demek "Kişiyi hatası ve kusuru (eksikleriyle) sevmek" demektir. Bizler bu tabire uyarak bir hayat geçirmiş olsa idik bu halde olmaz, daha sekînetli bir toplum veya Farâbi'nin de dediği gibi "Erdemli toplum" makamına ulaşabilirdik..
Allah Zülcelâl Efendimiz âyet-i celîlesinde bizlere şöyle duyuruyor "Sizleri severek ve muhabbetle yarattık ve sizleri yarattığımız (Hayvanât,Nebâtat)'dan da üstün yarattık. Sizleri sevmeseydik ve muhabbet beslemeydik bunların hiçbirini yapmazdık."...
Bu âyet-i celîleye baktığımızda her şey izhâr olmaktadır. Sevgi ve muhabbet bizlerin yaratılış kodlarımızda var. Çoğu Sözde hocalar İmânın şartını sadece altı şartla keyfiyyet bulduğu telakkî etmektedirler, ne büyük bir hata! Muhabbet olmadan, sevgi olmadan din olur mu? Muhabbetsiz ve sevgisiz din, külfettir zorluk getirir.. Ayiretten Resûli Zîşân efendiciğimiz ne buyurur bizlere "Birbirinizi sevmedikçe - Muhabbet göstermedikçe imân etmiş olmazsınız."Hadi bakalım şimdi ne yapacağız!
Birbirimizi Allah {Zülcelâl} için sevmeye gayret göstericez. Karşımızdaki şahsiyetin hataları olabilir ( Bazıları sopayı hak ediyor, bi kulağının çekilmesi gerekiyor.) Ama ne yapacaksın mü'min kardeşin, tatlı dilli ve nezaketli bir şekilde uyaracağız. Şahsî mükellefiyetlerimiz yerine getirmeye fevkalâde dikkat buyurucağız. Akrabalarımıza, komşularımıza zarif ve sekînetli davranacağız. Helâl kazanıp helâl yemeye özen göstericez. Haramlara karşı birer çizgimiz olucak.. Kısacası "Adam Akıllı" bir hayat yaşamaya özen göstericeğiz.
Bu ilk hâne-i saâdetimizde başlar. Evlatçıklarımızı seveceğiz, muhabbet göstereceğiz. İşten eve geldiğimizde o evlatçıklar kapıya koşup "Babacığımız gelmiş!" diyerek sevinerek kapıyı açmaya gelmeleri gerekir. Eğer bu durum tam tersi ise işte orada büyük bir sıkıntı var demektir. Bizlerin her ne kadar Evlatlarımız üstünde haklarımız var ise evlatlarımızın da ebeveynleri {Valide ve Peder}leri üstünde de hakları vardır, bunları unutmayacağız..
Örnek vermek gerekirse, evlilik meselesi... "Ben bu hanımı beğendim bunun ile evleniceksin, ben böyle istiyorum" Yâ hû sen, kişinin validesi-pederi olman o çocuğun evlilik hayatına karışman anlamına gelmez ve böyle bir şey olamaz! Bu en küçük örneği...
Hanımımıza geldiğimizde, Anne bir evin çatısı misalidir. Eğer o çatı kırılır, su alır veya rüzgar alırsa ne olur? Ev, evlikten çıkar harabeye döner.. Hanımlarımıza karşı fevkalâde bir şekilde nazik, tevazulu ve muhabbetle yanaşılması gerektiğini bilmemiz gerek ve zaten bir müslümanın bunu hayli hayli bilip, sindirmesi gerek.
Peygamber Rasûli Zişân efendimiz bu konuda şöyle buyurmuşlardır "Ümmetimin hayırlıları; eşlerine karşı nezaket sahibi olan ve iyi davranandır." Bu söze göre uyup ve öyle bu yolda kaim olursak inanın evlatlarımıza bile büyük bir örnek oluruz. "Bir evlat, babanın anneye nasıldavrandığını görürse ilerde o da kendi eşine karşı babası gibi davranması büyük bir olasıdır. Adam olan! Hanımına ADAM gibi davranır...
Filhâkika, böyle davrana davrana tevhîdi de bulucağımıza bendeniz inanıyorum. Kolay olmaz orası ayrı bir mesele. Ama şunu unutmayacağız, zorlukla beraber kişiye kolaylıkta - ferahlıkta gelir. Allah {Zülcelâl} gayret gösteren kulunu, yarı yolda bırakmaz o yolu onunla beraber yürür. Yeter ki bizlere Allah {Zülcelâl} ve Rasûlî Zîşan efendimizin ipini tutalım. Tutabilir ve yürümeye ilerlemeye çaba gösterirsek ne âlâ.. Yapmazsak terkedersek bu halimizden daha beter olmaya mahkum oluruz.
Allah'a emanet olunuz VESSELAM..
EFE KAAN ÇAKIR
Comments